whatsapp

HIZLI MENU

Fazla Mesaiye İlişkin Yargıtay Kararları

Fazla mesai ücretine ilişkin, işçinin fazla mesai ücretine hak kazanıp kazanmayacağının araştırılması noktasında Yargıtay’ ın kararlarından bir kısmına değinmek gerekirse;


Yargıtay 22. Hukuk Dairesi E. 2013/6218 K. 2014/4661 T. 4.3.2014 kararında, kıdem ve ihbar tazminatı ile diğer işçi alacaklarının ödetilmesi istemine ilişkin davada, davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı hususuna ilişkin uyuşmazlık konusunda, fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtlarının, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgelerin, işyeri iç yazışmalarının delil niteliğinde olduğunu belirtmiştir. Ayrıca fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekeceğini, işçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığının araştırılması gerektiğine değinmiştir. Kararda, davacı tanık beyanları ile işin niteliğinin uyumlu gözükmediği, Mahkemece fazla çalışma konusunda dinlenen tanıkların anlatımına dayanılarak davacının çalışma düzeni açıklığa kavuşturulmadan hüküm kurulmasının hatalı olduğu sonucuna varmıştır.


Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E. 2013/8913 K. 2013/16392 T. 7.10.2013 kararında, bir kısım işçilik alacakları istemine davada, somut olayda, davacının işe kaçta geldiği hususu kendisine sorulduğunda “hangi şerefsiz benimle uğraşıyor” diyerek, işverenin diğer işçisine küfretmek suretiyle sataştığı, bu durumda iş akdi, haklı nedenle işveren tarafından feshedilen işçiye kıdem ve ihbar tazminatı verilemeyeceği göz ardı edilerek hatalı gerekçe ile davacının kıdem ve ihbar tazminatı talebinin kabulüne karar verilmiş olmasının isabetsiz olduğuna değinmiştir. Davalı işverence dosyaya davacının imzasını içeren bordrolar sunulduğu ve bordroların bir kısmında fazla çalışma ödemeleri yer aldığı, fazla çalışma ödemesi olan aylar bakımından gerekli ödemelerin yapıldığı kabul edilerek hesaplamada bu ayların dışlanması suretiyle alacak miktarının belirlenmesi gerektiği şeklinde hüküm kurulmuştur.


Yargıtay 22. Hukuk Dairesi E. 2012/16876 K. 2013/15830 T. 28.6.2013 kararında, işçilik alacakları istemine ilişkin davada, somut olayda, mahkemece, davacının iddiası dikkate alınarak haftalık ellialtı saat çalışma olduğu kabul edilerek onbir saat fazla çalışma yapıldığı kabul edilmiş ise de, dosyaya sunulan çekişmeli yıllara ait bir kısım makine kontrol kartlarına göre, sadece 2 ay fazla çalışma yapıldığı, diğer belgelerde çalışma saatinin günlük sekiz saat olarak belirtildiği, belgelerin davacı tarafından imzalandığı anlaşılmış olup, çekişmeli dönemlere dair dosyada bulunmayan makine kontrol kartları da getirtilerek, bu belgelerin puantaj kayıtlarıyla karşılaştırması yapılarak, davacıdan imzaları hakkında beyanı alınmalı, gerektiğinde imza incelemesi yapılarak, imzanın davacıya ait olması halinde anılan iki ay hariç diğer belge sunulan dönemlerde fazla çalışma yapılmadığının kabul edildiğine ilişkindir. Karada ayrıca, fazla çalışma hesabında 4857 Sayılı Kanun'un 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerektiği, hükme esas alınan bilirkişi raporundan ara dinlenmelerin dikkate alınıp alınmadığının anlaşılamadığı, yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak karar verilmesinin yanlış olduğu; ayrıca, mahkemece, davacının iddiasına göre ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma olduğunu kabul ederek hesaplama yapılmış ise de, davacının tanık dinletmediği, başkaca delilde sunmadığı anlaşılmış olup, tarafların işyeri kayıtlarına delil listelerinde dayandıkları dikkate alınarak, çekişmeli yıllarına dair puantaj kayıtları getirtilerek, ulusal bayram ve genel tatillerde çalışma olup olmadığı belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi, puantaj kayıtlarının olmaması halinde ise davacının iddiasını ispatlayamadığı kabul edilerek, talebin reddine karar verilmesi gerektiği şeklinde hüküm kurulmuştur.


Küçükçekmece İş Hukuku Avukatı Damla Durmuş

 Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2011/9266 K. 2013/18683 T. 17.6.2013 kararında, 2. Bordrolarda fazla çalışma ve tatil sütunu bulunduğu halde bu sütunun boş bırakılmış olması, işçinin fazla çalışma yapmadığının kanıtı olarak kabul edilemeyeceği; üzerinde fazla çalışma ve tatil sütunu bulunan ve ayın bazı günleri fazla çalışma yapıldığı, tatilde çalışıldığı öngörülen bordroları ihtirazı kayıt koymadan imzalayan işçi, bordroda fazla mesai ve tatil ücreti ödemesi göründüğünden, bordro düzenlenen aylar için sonradan fazla çalışma ve tatil ücreti talep edemeyeceği; keza bordrolarda davacı imzası olmasa bile, ücret banka hesabına yatırılarak ödeniyor ve hesap çekilirken ihtirazı kayıt konulmamış ise, banka yoluyla yapılan fazla mesai ve tatil ücretleri ödemelerinin de dikkate alınması gerektiği; ancak fazla mesai yapıldığına veya tatilde çalışıldığına dair kayıt var ve bu kayda göre eksik ödeme söz konusu ise, o zaman işçinin aradaki farkı isteyebileceği yönündedir.


Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2007/20560 K. 2008/11828 T. 8.5.2008 kararında, fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlü olup, fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilinde olduğu; işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemeyeceği yönündedir. 


Yargıtay Hukuk Genel Kurulu E. 1980/9-2386 K. 1983/422 T. 27.4.1983 kararında, işçinin fazla çalışma yaptığını tanıkla kanıtlama olanağı olmakla birlikte, fazla çalışmaya elverişli bir işte çalışıp çalışmadığının belirlenmesi gerekeceği; bordroda fazla çalışma ve tatil çalışmasına ayrılmış yerlerin bulunması, işçinin bu çalışmaları yaptığı anlamına gelmediğinden, kanıt niteliğinde değildir yönündedir.


Yargıtay 22. Hukuk Dairesi E. 2012/8538 K. 2012/13259 T. 12.6.2012 kararında, fazla çalışma ücreti, bayram ve genel tatil ücreti alacağının ödetilmesi istemine ilişkin davada, fazla çalışma yaptığını iddia eden işçinin bu iddiasını ispatla yükümlü olduğu; işçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğinde olduğu şeklindedir. Dava konusu olayda, davacı, davalı Milli Savunma Bakanlığına ait işyerinde alt işveren durumundaki şirketler işçisi olarak çalışmıştır. Mahkemece karara esas alınan bilirkişi raporunda ücret bordrolarında fazla çalışma ücretlerinin mevcut olmadığı, davalı tarafın denkleştirme çalışması veya telafi çalışması yaptırdığına ilişkin bir savunması bulunmadığı, dosya içinde çalışma sürelerini gösteren nöbet çizelgesi, fazla çalışma talimatı, vardiya listesi, işyeri giriş çıkış kayıtları, elektronik takip kartı gibi belgelerin mevcut olmadığı gerekçesiyle tanık anlatımlarına göre hesaplama yapılmıştır. Yargıtay kararında, bilirkişi raporunda yapılan araştırma karar verilmeye yeterli olmadığına değinmiştir. Zira, Mahkemece öncelikle her iki davalıdan işyeri kayıtları, hizmet alım sözleşmesi, ihale belgeleri, teknik ve idari şartnameler, işe giriş ve çıkış kayıtları, kamu idaresi tarafından alt işverene verilmiş işle ilgili olarak özellikle alt işverende çalışan işçilerin özlük haklarına yönelik tuttuğu kayıt ve belgeler getirtilmelidir; davacı işçilerin çalıştıkları işyerlerini günlük çalışma düzenine ilişkin olarak asıl işveren tarafından yapılmış düzenlemeler varsa ilgili belgeler getirtilmelidir; alt işverenin üstlendiği işte çalışacak işçi sayısı ve günlük çalışma sürelerinin kanuni sınırları aşmasının mümkün olup olmadığı, bu hususta asıl işverenin izninin veya icazetinin gerekip gerekmediği araştırılıp tespit edilmelidir; belirtilen tüm bu yönler açıklığa kavuşturulduktan sonra bilirkişiden yukarıda belirtilen ilkeler doğrultusunda hesaplama yapılmak üzere ek rapor alınmalıdır; alınan bilirkişi raporu dosyadaki tüm delillerle birlikte yeniden bir değerlendirmeye tabi tutularak oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.


Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2007/26287 K. 2007/34662 T. 20.11.2007 kararında, dava konusu olayda, davacının haftada 7 gün 7.30-20.00 saatleri arasında çalıştığı, günde 1,5 saat ara dinlenmesi düşüldükten sonra haftalık fazla çalışma süresinin 24 saat 30 dakika olduğundan söz edilerek hesaplamaya gidilmiş ve 54.401 YTL fazla çalışma ücreti belirlenmiştir. Somut olayda davacının üretim ve lojistik müdürü olarak çalıştığı anlaşılmaktadır. Çalışma saatleri de göz önüne alındığında günlük ara dinlenmesinin 2 saat olarak hesaplamalardan düşülmesi yerinde olacağı, işçinin imzasını taşıyan bordrolarda tahakkuk olması durumunda, anılan dönem için daha fazla çalışma yapıldığının yazılı delille kanıtlanmasının gerekeceği hükmü kurulmuştur.


Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2008/924 K. 2008/5604 T. 21.3.2008 kararında, fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi norm kuramı uyarınca bu iddiasını ispatla yükümlü olduğu; ücret bordrolarına ilişkin kuralların burada da geçerli olduğu; bordroda fazla çalışma bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi fazla çalışma yaptığını her türlü delille ispat edebileceği yönünde olup; fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkan dahilinde olup; işyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemeyeceği yönündedir. Kararda devamla, imzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücretinin ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesinin mümkün olmadığı; ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatının her türlü delille söz konusu olabileceği, buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belge ile bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekeceğine hükmedilmiştir. İşyerinde en üst düzey konumda çalışan işçinin görev ve sorumluluklarının gerektirdiği ücretinin ödenmesi durumunda ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanılması olanaklı olmadığı, bununla birlikte üst düzey yönetici konumunda olan işçiye aynı yerde görev ve talimat veren bir yönetici ya da şirket ortağı bulunması durumunda, işçinin çalışma gün ve saatlerini kendisinin belirlediğinden söz edilemeyeceğinden yasal sınırlamaları aşan çalışmalar için fazla çalışma talep hakkı doğacağı; fazla çalışmanın belirlenmesinde 4857 sayılı İş Kanununun 68. maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin dikkate alınması gerekeceği şeklinde hüküm kurulmuştur.


Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2008/939 K. 2008/5619 T. 21.3.2008 tarihli kararında, fazla çalışma yaptığını işçi ispatlamakla yükümlü olduğu, bordrolarda fazla çalışma bölümünün boş olması ya da bordronun imza taşımaması halinde işçi fazla çalışma yaptığını her türlü delil ile kanıtlayabileceği, imzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ödendiği anlaşılıyorsa ve işçi ihtirazi kayıt ileri sürmemiş ise, daha fazla çalışma yapıldığı ileri sürülemeyeceği yönündedir.  İşyerinde üst düzey konumunda bulunan işçiye görev ve sorumluluğun gerektirdiği ücretin ödenmesi durumunda ayrıca fazla çalışma ücretine hak kazanılmasının mümkün olmayacağı; ancak, üst düzey yönetici işçinin bulunduğu yerde kendisine talimat veren bir amir veya şirket ortağı bulunuyorsa, bu durumda fazla çalışma talep hakkının doğacağı, hizmet sözleşmesinde işçiye ödenen aylık maktu ücrete fazla çalışmanın da dahil olduğu öngörülmüş ise; işçi yılda 90 gün ve 270 saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti isteyebileceğine hükmedilmiştir.


Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2006/5876 K. 2007/389 T. 23.1.2007 kararında, dava konusu olayda, davacı, fazla çalışma parası ile vardiya prim alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Davacının 24 saatlik çalışmasının uyku ve diğer zorunlu ihtiyaçlar düştükten sonra kalan 14 saati fiili çalışma olduğunu, bu tespite göre davacı radyolink istasyonunda ayda on gün çalıştığına göre; 1475 sayılı yasa döneminde haftalık 45 saati aşan süreler fazla çalışma sayılacağından 7 gün çalışılan birinci haftada 53 saat fazla mesai yapmış olacak, üç gün çalışılan ikinci haftada ise 45 saatlik normal çalışma süresi aşılmadığından fazla mesai isteğinin reddi gerekeceği; 4857 sayılı iş yasası döneminde ise; yasanın 41 ve 63. maddelerine göre örtülü denkleştirme esası ve günlük 11, haftalık 45 saati aşan çalışmalar fazla mesai olarak kabul edileceğinden, birinci haftada 21, takip eden ikinci haftada ise 9 saat fazla mesai yaptığının kabul edilmesi gerekmekte olduğuna hükmedilmiştir. 


Yargıtay 22. Hukuk Dairesi E. 2013/4669 K. 2013/5886 T. 19.3.2013 kararında, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile diğer işçi alacaklarının ödetilmesi istemine ilişkin davada, fazla çalışma yaptığını iddia eden işçinin bu iddiasını ispatla yükümlü olduğu, işçinin imzasını taşıyan bordronun sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğinde olduğu; bir başka anlatımla, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiğinin varsayılacağı, fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğinde olduğu; ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekeceği yönündedir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığının araştırılması gerektiği; davalı vekilince sunulan delil dilekçesinde, haftalık çalışma saatleri imza çizelgeleri delil olarak gösterilmiş, evrakların adet ve kapsam açısından fazla olduğu gerekçesiyle, işyerinde incelenmesi talep edilmiş olmasına rağmen, Mahkemece, gösterilen delilin bulunduğu yerde incelenmesi talebi hakkında bir karar verilmeden, sonuca gitmesinin hatalı olduğu kanaatine varılmıştır. Talebe konu çizelgelerin, bulunduğu yerde bilirkişi marifetiyle inceledikten sonra davacının fazla çalışma alacağı hakkında bir sonuca gidilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Ayrıca davalı vekilinin, yemin deliline de dayanmış olduğu, ancak Mahkemece davalı tarafa yemin teklif etme hakkı bulunduğunun hatırlatılmadığı, davalı tarafa, yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak, sonuca göre işlem yapılması gerektiği yönünde hüküm kurulmuştur.


Yargıtay 9. Hukuk Dairesi E. 2008/40962 K. 2010/35594 T. 2.12.2010 kararında, fazla çalışma yaptığını iddia eden işçinin bu iddiasını ispatla yükümlü olduğu, fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle iş yerine giriş çıkışı gösteren belgelerin, iş yeri iç yazışmalarının delil niteliğinde olduğu; ancak, fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerektiği yönünde hüküm kurulmuştur.


Yargıtay 7. Hukuk Dairesi E. 2013/4916 K. 2013/12059 T. 27.6.2013 kararında, fazla mesai yaptığını ispat yükü işçiye, çalışma olgusunun ispatlanması halinde ücretlerinin ödendiğini ispat yükü ise işverene düşmekte olduğunu; imzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesinin mümkün olmadığı; ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatının her türlü delille söz konusu olabileceği; buna karşın, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda dahi, işçinin geçerli bir yazılı belgeyle bordroda yazılı olandan daha fazla çalışmayı yazılı delille kanıtlaması gerekeceği, işçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda da ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmakta olduğu yönünde hüküm kurulmuştur.


Yargıtay 22. Hukuk Dairesi E. 2012/25396 K. 2013/14494 T. 17.6.2013 kararında, fazla çalışma yaptığını iddia eden işçinin bu iddiasını ispatla yükümlü olduğu, işçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğinde olduğu, bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiğinin kabul edilmesi gerektiği yönündedir. Fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tanık beyanlarıyla sonuca gidilmesi gerektiği, imzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesinin mümkün olmadığı; ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatının her türlü delille yapılabileceği, bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belgeyle kanıtlaması gerektiği yönündedir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemesi, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmakta olduğu yönünde hüküm kurulmuştur. 


                                                                                                        Küçükçekmece Avukat Damla Durmuş

BENZER DİĞER HABERLER